31 Temmuz 2011 Pazar

NAMLININ NAMINA YAKIŞMADI

Istanbul'un önde gelen lezzet duraklarından Namlı uzun süredir beklenen Caddebostan şubesini açtı. Bir heves Cumartesi sabah kahvaltısı için soluğu Namlı Caddebostan'da aldık. Ancak Karaköy Namlının seviyesine gelebilmesi için Namlı'nın daha kırk fırın ekmek yemesi gerekiyor.

Mekan henüz tam dolmamıştı ancak felaketin yaklaşmakta olduğu belli oluyordu. Hemen kuyruğa girip kahvaltılıklarımızı seçtik, terasta boş kalan son masalardan birine oturduk. Masalar dipdibe, (malum kiralar yüksek, ne kadar çok kişi oturtsak kardır mantığı ile), müşteriler ve servis personeli aralarından zorlukla geçebiliyor, servis personeli yetersiz, sırtlarından ter damlayarak çalışıyorlar ancak yetişmelerine imkan yok. Kahvaltılıklarımız geldi, servis tabağı yok. Ekmek gelmedi, çayı beklemekten sıkılıp kalkıp kendim aldım. Allahtan, iki adım ötede Mado'nun köşesinde Kadıköy'ün en çıtır gevreklerini satan seyyar simitçi var, bir koşu gidip gevreğimizi de aldım. Kahvaltıya başladık. Bu arada her yer doldu, insanlar biri kalksın oturayım diye bekliyor ancak yan masamız 3 kere hesabını istedi sonunda ödeyebilmek için söylene söylene kalktı ve içeriye gitti. Tüm masalarda, boşları toplayan olmadığı için, işi biten sahanlar üst üste yığıldı.

Her taraftan bitmek bilmeyen müşteri isteklerine yetişemeyen personel, iyi niyetle ancak yetersizce, kafası kesik tavuklar gibi koşuşturuyorlardı.

Bu arada, diğer tüm insanların hakkına tecavüz eden sürücüler araçlarını Bağdat caddesinin sağına ve soluna bırakarak trafiği kabusa çevirdi.

Neticede, sinirlerimiz iyice bozulmadan kalkalım, uzunca bir sürede gelmeyelim, belki birkaç ay sonra kendilerini toparlarlar diyerek hesabı istedik Bağdat caddesinin ödediğimiz fiyata göre en kötü kahvaltısını yedik.

Namlı yönetiminin acilen şapkalarının önüne alıp düşünmelerini öneririm.

Afiyele Kalın.