1 Aralık 2009 Salı

Atina

Yunanistan yeme, içme ve eğlence konusunda haklı bir yere sahip. Mesafe yakın, fiyatlarda makul olunca keyif düşkünleri için sık gidilesi bir destinasyon. Bayram tatilini fırsat bilip Atina' nın da tadına bir bakmak için yola çıktık.

İlk izlenim olarak Atina çok gelişmiş bir şehir değil ancak antik yapıların ayağa kaldırılması çalışmaları ve antik kenti çevreleyen yeşil alanlar şehre ayrıcalık katıyor. Antik yapıların ayağa kaldırılması konusunda Melina Mercouri'nin yaptıkları bizlere örnek olmalı. Kentin en işlek caddelerinden birine Melina Mercouri'nin bir heykelinin dikilmesi de kadirbilirlik örneği. Tabii, bu konuda Avrupa Birliğinin yüklü yardımlarını gözardı etmemek gerekli.

Bu arada, kentin yaklaşık 400 yıllık Osmanlı kimliğinden pek bir şeyin geride kalmadığını söylemeye gerek var mı bilemiyorum?

Şehrin, yeme içme mekanları genellikle Acropolis'in eteğindeki Plaka semtinde toplanıyor. Bu bölgenin tamamen turistik olduğunu söylemeye gerek yok. Kumkapının biraz hallicesi. Her halukarda bir öğle yemeği için gidilmesi gereken bir mekan. Plaka'da turistik mekanların biraz uzağında, Tripodon sokağındaki, Sholarhio restoran en yerel deneyimi sunuyor. Bu iki katlı Ouzeri tam bir aile işletmesi. Tüm günlük yemekleri bizde olduğu tepsiden seçebilirsiniz.

Ayrıca Monastraki Metro istasyonunun hemen yakınındaki Adrianou sokağı boyunca sıralanmış restoranlarda da bir akşam geçirmenizi öneririm. Bildik mezelere ilave olarak, İzmir köfte menülerde ara sıcak olarak yer alıyor. Adrianou sokağının özelliği trafiğe kapalı olması ve antik kentin manzarasına sahip olması.

Atinada gerçek bir keyif düşkünün mutlaka gitmesi gereken yer ise Mikrolimano.


Mikrolimano adından da anlaşılabileceği gibi Küçük Liman. Limanın etrafına sıralanan restoranlarda ağırlıklı olarak deniz mahsülleri var. Limanın hemen başındaki Zorbas restoran iyi bir seçim. Manzara mükemmel; servis çok iyi; uzatsanız, ayağınız denize değecek. Özellikle balık çorbasını denemelisiniz, deniz mahsüllü makarnalarda çok cazip. Yemeğin sonunda mutlaka Mastiha -Sakız Likörü - ile ağzınızı tatlandırın.

Mikrolimano'daki restoranların fiyatları Atina'nın merkezindekilere göre daha yüksek ama yinede Boğazdaki benzerlerinden daha ucuz.

Atina, antik varlıkları, müzeleri, günboyu dolup taşan kahveleri ile görülmesi gereken bir şehir ancak yeme içme kalitesi bakımından Yunanistanın kuzeyinin -Selanik, Dedeağaç, Kavala, İskeçe- eline su dökemez.

Afiyet Olsun!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder