5 Nisan 2010 Pazartesi

Cafe Pushkin, Moskova

Geçtiğimiz hafta kısa bir iş seyahati için yolum yeniden Moskova'ya düştü. Ne kadar sınırlı zaman olursa olsun, Moskova'ya her gidişimde yaptığım gibi, ne yapıp edip bir yemeği Cafe Puşkin'de yemeği başardım. Cafe Pushkin, sanatçı Andrei Dellos'un bir çok restoranından muhtemelen en bilineni.


Cafe Pushkin'den adımınızı atar atmaz kendinizi Rus aritokrasisinin 1900 ler başında nasıl yaşadığından bir örnekleme ile karşılaşıyorsunuz. Dekorundan, çalışanların kıyafetine, menüden garsonların müşterilere hitabına kadar her şey sizi artık kapanmış bir devire götürüyor. Garsonunuzun içeceğiniz suyun yada meşrubatın şişesini masanızda açmadan önce 'Your Water, Sir' diyerek sunması ve onayınızdan sonra servise başlaması biraz abartılı da olsa, yaratılmak istenen mizansene tam uyuyor. Bu arada Cafe Pushkin de menüyü, Gastronomic Bülten olarak adlandırdıklarını da belirtmekte fayda var.

Menü anlatılamayacak derecede zengin ve tüm yemekler Rus mutfağından. Hepsi birbirinden lezzetli. Çorbalar, hamur işleri, et yemekleri, av etleri, tatlılar......Her damağa uyacak bir şey mutlaka mevcut.

Bu ziyaretimde başlangıç olarak Tavuk ciğeri ve taşlığı ile hazırlanmış tel şehriye çorbası içtim. Dışarıda havanın gündüz -8 derece olduğunu göz önüne alınırsa, mükemmel bir başlangıçtı.
Arkasından her zaman yaptığım gibi, bir kaç hamur işi birden söyledim. Günün en başarılı hamur işi farklı kıymalar ile doldurulmuş 'Coulibiac' idi. Dört kişinin rahatlıkla yiyebileceği, yumuşak hamurdan Coulibiac, üstünde açık bırakılmış dört deliğinden içine sıcak et suyu dökülerek servis ediliyor. Ana yemek için ise Böf Storogonof. (Kabul ediyorum pek heyecan verici bir seçim değil ancak lezzet mükemmel) Yanında içmek için ise orman meyvelerinden yapılan Mors - bu arada Morsun sağutulmuş vodka ile mükemmel gittiğini ilave etmeliyim.

Tverskaya caddesinin üstünde bulunan 4 katlı bir konak olan Cafe Pushkin tam bir gastronomik mabed.

Afiyet olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder